Değerli Okul Öncesi Eğitim Kurumları kurucu ve idarecileri,

Bilindiği üzere ülkemizle beraber tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 virüsü nedeniyle Okul öncesi Eğitim Kurumları çok ciddi sorunlarla boğuşmaktadır. Son 60 gündür hemen hemen hergün sorunlarımızın çözümü ile ilgili neler yapabileceğimiz konusunda çalışmalar yapmaktayız. Anaokullarının bu süreç içerisinde ne kadar yıprandığını ve hırpalandığını üzülerek görmekteyiz. Umarız bu süreçten hep beraber çıkarız.

Özel Anaokulları olarak 7.000 in üzerinde Anaokulu ve 55.000 üzerinde çalışan sayısı ile büyük şirketlerle yarışan bu sektör haline gelmiştir. Sektörde çalışan 55.000 üzeri çalışanımız mevcuttur.

Özel Anaokulları olarak 16-03-2020 tarihinden itibaren kurumlarımız tüm dünyayı ve ülkemizi etkileyen Corona-Covid19 virüsü nedeniyle kapatılmıştır.

Kapatılan kurumlarımız için öncelikle çalışanlarımız için kısa çalışma ödeneği ve işsizlik fonundan karşılanan bir takım destekler vermiştir. Çalışan personelimizi bu destekler bir nebze olsun rahatlatmıştır.

Kurum sahipleri ise kaderine terk edilerek adeta görmezden gelinmiş ve sanki hiç yokmuş muamelesi görmüştür. Anaokulları bu süreçte sadece çocuklarını değil, öğretmenlerini ve velilerini kaybetme riski ile karşı karşıyadır. En büyük imtihanları ise bin bir emekle kurdukları kurumlarının göz göre göre yok olmasını görmeleridir.

Anaokullarının tek gelir kalemi öğrenci aidatlarıdır. Bu süreçte hiçbir gelir elde etmeden Kira borçları, personel maaşları, SGK ve vergi yükümlülükleri ile karşı karşıya bırakılmıştır.  Hiçbir devlet kurumu Anaokullarına sahip çıkmak şurada dursun yaklaşık 53 günlük sürede ismini bile telaffuz dahi etmemiştir.

Buradan hareketle;

1- Özel Anaokullarının her ay ödemekle yükümlü olduğu yüksek kira bedelleri vardır. En az aylık kira ödeyen kurumun kirası 10.000 TL dir. Bu kiralar 25.000 TL ye kadar çıkmaktadır. Eylül ayına kadar herhangi bir şekilde okulların açılmasını ön göremediğimizden dolayı kurum başına 60.000 TL ile 150.000 TL arasında bir kira borçlanmasına maruz kalacaktır. Mülk sahipleri bu kiralardan feragat yada belli oranda eksik ödeme kabul etmemeleri kiracı ile mülk sahiplerini karşı karşıya getirmektedir.

2- Devletin sağladığı olanak 25.000 TL kredidir. Bu kredi rakamı ile ancak bir ay yada iki ay günü kurtarabiliriz. Zira bu kredinin ödemesi 6 sonra başlayacaktır.

3- Devletin bu kurumlara hibe desteği yada 0 faizli en az 150.000 TL finansman kredisi vermesi gerekmektedir.

4- Bu kurum sahipleri hem kira ödeyecek, hem sigorta ödeyecek, hem okulunu bir sonraki dönem için hazırlayacak hem de evini geçindirmeye çalışacak. Bu sürdürülemez bir durumdur.

5- Okula gönderemediği için diğer iş kollarında çalışan veliler açık okul olmayınca çocuklarını nereye ve kime emanet edeceklerini bilmemektedirler. Kadının istihdama katılması bu nedenle zorluklara gebe bir hale gelecek ve çocuklarını belki de hiç bilmedikleri kişilere yada merdiven altı hizmet veren yerlere bırakmak zorunda kalacaktır. Çünkü hiçbir anne çocuğunu çalıştığı iş yerine götürmek istememektedir.

6- Bu pandemi ülkemizi uzun yıllar tekrarı niteliğinde virüs tehdidi ile yaşamaya mecbur bırakmaktadır. Bu nedenle bizlerin virüsle yaşamayı öğrenmemiz ve ekonomimizi çökertmek yerine canlanmasını teşvik etmemiz gerekmektedir. Ekonominin çarkları döndüğünde bu okulları bulamazsak çalışacak kalifiye eleman yokluğu diğer sektörleri de olumsuz bir şekilde etkileyecektir.

7- Bu süreç içerisinde Özel Anaokullarının sorunlarının dinlenmediği ve görmezden gelinmesinin yanı sıra hiçbir şekilde Türkiye geneli çalışan 16 Okul Öncesi Eğitim Kurumundan tek bir kelime görüş istenmemiştir. Okul öncesi konusunda en çok söz sahibi olması gereken kurumlar yerine eşini dostunu muhatap kabul eden devlet kurumları ve basın bu konuda sınıfta kalmıştır. Elbet bu konuda bu kadar uzman kadrosu bulunan Okul Öncesi Eğitim Derneklerinin de söz söylemeye ve sorunlara çare aranması konusunda söz söyleme hakkı vardır.

Saygı ve sevgilerimizle

Özel Anaokulları Derneği Başkanı ÖZADER

                             Murat KUŞ